EMRE EMEK
EMRE EMEK - 3 haziran 2008

FREZELEME
İletişim
Ziyaretşi defteri
EKONOMİ HABERLERİ
subat 2008 haberleri
mart 2008 haberleri
nisan 2008 haberleri
mayıs 2008 haberleri
haziran 2008 haberieri
=> 1 haziran 2008
=> 2 haziran 2008
=> 3 haziran 2008
=> 4 haziran 2008
İSTATİSTİK



 
Enflasyon ÜFE'de % 2.12, TÜFE'de % 1.49

 

 


3 Haziran, 2008 17:08:00 (TSİ)
 

Mayıs ayında tüketici fiyat endeksi beklentilerin üzerinde yüzde 1.49 arttı
Orada Neler Oluyor ?

Kameranızı çıkartın, görüntüleri çekin fotoğraflarınızı, videolarınızı ve haberlerinizi CNN Türk için Haberim'e gönderin, yayınlayalım.
Video, fotoğraf veya hikayenizi göndermek için tıklayın.
Mayıs ayı enflasyonu da beklentileri aştı, enflasyon 1 yıl sonra çift haneye çıktı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), bu yıl mayıs ayında, tüketici fiyatlarının yüzde 1.49, üretici fiyatlarının yüzde 2.12 arttığını açıkladı.

Geçen yılın mayıs ayında fiyatlar TÜFE'de aylık bazda yüzde 0.50, yıllık bazda yüzde 9.23 artmıştı.
 
Geçen yılın mayıs ayında ÜFE aylık yüzde 0.39, yıllıkta ise yüzde 7.14 artış olmuştu.

TÜİK'in 2003 baz yıllı verilerine göre, mayıs ayı itibarıyla yıllık enflasyon ise TÜFE'de yüzde 10.74, ÜFE'de yüzde 16.53 oldu.

Yıllık enflasyon, geçen yılın mayıs ayının TÜFE'de 1.51 puan, ÜFE'de 9.39 puan üstünde gerçekleşti.
 
Yılın beş ayında, TÜFE yüzde 6.38, ÜFE yüzde 13.39 oranında artış gösterdi. Mayıs ayı itibarıyla 12 aylık ortalamalara göre yıllık enflasyon ise tüketici fiyatlarında yüzde 8.47, üretici fiyatlarında yüzde 7.20 düzeyinde gerçekleşti.

TÜFE'de mayıs ayında endekste yer alan 454 maddeden, 96 maddenin ortalama fiyatında değişim olmazken, 293 maddenin ortalama fiyatında artış, 65 maddenin ortalama fiyatında ise düşüş gerçekleşti.

ÜFE'de mayıs ayında endekste yer alan toplam 756 maddeden 200 maddenin ortalama fiyatında değişim olmazken, 318 maddenin ortalama fiyatında artış oldu, 238 maddenin ortalama fiyatında ise düşüş gerçekleşti.

Özel kapsamlı TÜFE göstergeleri

Mayıs ayına ilişkin özel kapsamlı tüketici fiyatları endeksi göstergelerine bakıldığında 'çekirdek enflasyon' yerine açıklanan TÜFE göstergeleri geçen ay, mevsimlik ürünler hariç yüzde 1.53, işlenmemiş gıda ürünleri hariç yüzde 2.10 arttı.

Enerji hariç yüzde 1.62, işlenmemiş gıda ürünleri ve enerji hariç yüzde 2.35, enerji hariç ve alkollü içkiler ile tütün ürünleri hariç yüzde 1.71, enerji ve alkollü içkiler ile tütün ürünler ve fiyatları yönetilen/ yönlendirilen diğer ürünler, dolaylı vergiler hariç yüzde 1.83 oranında yükseldi.

Enerji hariç ve alkollü içkiler ve tütün ürünleri, işlenmemiş gıda ürünleri hariç yüzde 2.75, işlenmemiş gıda ürünleri, enerji ve alkollü içkiler, tütün ürünleri ile altın hariç yüzde 2.66 arttı.

Enerji hariç, gıda ve alkolsüz içecekler, alkollü içkiler ile tütün ürünleri ve altın hariç yüzde 2.74 yükseldi.
 
Fiyatlar sanayide yüzde 1.79 arttı

Bu yılın mayıs ayında fiyatlar, sanayide yüzde 1.79, tarımda ise yüzde 3.49 arttı.

Sanayide fiyatlar, son beş ayda yüzde 13.92, yıllık bazda yüzde 15.83, 12 aylık ortalamalara göre ise yüzde 5.79 artış
gösterdi.

Mayıs ayında aylık bazda fiyatlar, tarımda yüzde 3.49, iki alt sektöründen "tarım, avcılık, ormancılıkta" yüzde 3.45, "balıkçılıkta" ise yüzde 6.13 arttı.

Sanayinin üç alt sektöründe fiyatlar, madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 2.66, imalat sanayinde yüzde 1.87, elektrik, gaz ve su sektöründe ise yüzde 0.60 arttı.

Metal cevherinde fiyatlar yüzde 19.40 arttı

Sanayide fiyatlar alt sektörler bazında değerlendirildiğinde en yüksek artış, yüzde 9.20 ile ham petrol ve doğalgaz çıkarımında gerçekleşti.

Bir önceki aya göre fiyatlar, kok kömürü ve rafine edilmiş petrol ürünlerinde yüzde 8.27, ana metal sanayinde yüzde 6.60, mobilya imalatı yüzde 4.12, ağaç ve mantar ürünleri imalatında yüzde 3.20 oranında arttı.

Buna karşılık fiyatlar giyim eşyası imalatında yüzde 2.36, metal cevherinde yüzde 2.11 ve büro makineleri imalatında yüzde 2.03 bir ay önceye göre endekslerin en fazla gerilediği alt sektörler oldu.

Geçen yılın aynı ayına göre artışın en yüksek olduğu sanayi alt sektörleri, kok kömürü ve rafine edilmiş petrol ürünleri yüzde 56.67, ham petrol ve doğalgaz çıkarımı yüzde 55.46, metal cevheri yüzde 41.95, ana metal sanayi yüzde 37.78, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımı yüzde 21.98 alt sektörler olarak belirlendi.

Tüketici fiyatları

TÜFE'ye göre ana harcama grupları itibariyle en yüksek aylık artış yüzde 11.99 ile giyim ve ayakkabı grubunda gerçekleşti.

Mayıs ayında endekste yer alan gruplardan ulaştırmada yüzde 1.57, lokanta ve otellerde yüzde 1.66, gıda ve alkolsüz içeceklerde yüzde 0.25, konutta yüzde 0.41, ev eşyasında yüzde 2.10, eğitimde yüzde 0.91, sağlıkta yüzde 0.06, alkollü içecekler ve tütünde yüzde 0.01, eğlence ve kültürde yüzde 1.58 artış yaşandı. Çeşitli mal ve hizmetlerde yüzde 0.82, haberleşmede yüzde 0.04 düşüş görüldü.

Yıllık bazda TÜFE'nin en çok arttığı harcama grubu yüzde 15.69 ile gıda ve alkolsüz içecekler grubu oldu. Aynı dönemde, konut yüzde yüzde 15.26, lokanta ve oteller yüzde 13.67 ile artışın yüksek olduğu diğer harcama grupları olarak görüldü.

İller bazında artış

Bu arada 26 bölge bazında bakıldığında TÜFE'de aylık bazda en yüksek artış gösterdiği bölge yüzde 2.13 ile Adana, Mersin bölgesinde oldu.

Aralık ayına göre en yüksek artış yüzde 8.60 ile Van, Muş, Bitlis, Hakkari bölgesinde, geçen yılın aynı ayına göre en yüksek artış yüzde 13.77 ile Van, Muş, Bitlis, Hakkari bölgesinde ve on iki aylık ortalamalara göre en yüksek artış yüzde 9.89 ile Ağrı, Kars, Iğdır, Ardahan bölgesinde gerçekleşti.
 
Mayıs ayının zam şampiyonu patates
 
Mayıs ayının zam şampiyonu, yüzde 34.35 ile patates oldu. Fiyatı düşen ürünler arasında ilk sırayı yüzde 51.62 ile sivri biber aldı.

Geçen ay patatesi yüzde 15.11 ile mercimek, yüzde 14.80 ile yemek odası takımı, yüzde 14.17 ile kuru üzüm, yüzde 13.55 ile limon izledi.

Mayısta, ayçiçek yağının fiyatı yüzde 12.50, tahin helvasının fiyatı yüzde 9.53, bayan tişörtünün fiyatı yüzde 9.17, pirincin fiyatı yüzde 8.54, tavuk etinin fiyatı yüzde 8.30, çocuk gömleğinin fiyatı yüzde 6.38 arttı.

TÜİK verilerine göre, mayıs ayında, dana etinde yüzde 6.17, şehirlerarası otobüs ücretinde yüzde 6.06, mazotta yüzde 5.58, erkek takım elbisesinde yüzde 5.07, tek kişilik yatakta yüzde 4.55, uçak bileti ücretinde yüzde 3.30, ekmekte yüzde 3.29, buzdolabında yüzde 2.89, benzinde yüzde 2.27 fiyat artışı oldu.

Fiyatı düşen ürünler

Mayısta fiyatı en fazla düşen ürünler arasında ilk sırayı yüzde 51.62 ile sivri biber aldı. Sivri biberi fiyatı yüzde 41.22 oranında azalan salatalık ile yüzde 33.64 oranında düşen patlıcan izledi.

Mayıs ayında yeşil soğanın fiyatı yüzde 8.60, mücevherin fiyatı yüzde 6.16, yumurtanın fiyatı yüzde 5.90, domatesin fiyatı yüzde 3.87, sütün fiyatı yüzde 3.27, kaşar peynirinin fiyatı yüzde 1.60, kahvaltılık tereyağın fiyatı yüzde 1.16, yoğurdun fiyatı yüzde 0.80 oranında azaldı. 



"Yetersiz işgücü ve verimlilik' büyümeyi engelliyor"

 

3 Haziran, 2008 16:43:00 (TSİ)
 

''Son 20 yıllık dönemdeki refah kaybı bu dönemdeki ortalama 1 yıllık milli gelir düzeyine eşittir''
Orada Neler Oluyor ?

Kameranızı çıkartın, görüntüleri çekin fotoğraflarınızı, videolarınızı ve haberlerinizi CNN Türk için Haberim'e gönderin, yayınlayalım.
Video, fotoğraf veya hikayenizi göndermek için tıklayın.
TÜSİAD ve MB'nin ortaklaşa hazırladığı rapora göre, büyümenin büyük ağırlıkla yatırımlar yoluyla sağlanması, işgücü ve verimlilik artışının ise oldukça yetersiz olması, uzun dönemli sürdürülebilir büyüme yapısına ulaşmada önemli bir engel teşkil ediyor.

TÜSİAD, Merkez Bankası ortaklığında başlatılan, "Küresel Ekonomiye Entegrasyon Sürecinde Büyüme" başlıklı proje kapsamında hazırlanan rapor dizisinin 3'üncüsü olan, "Türkiye Ekonomisinin Büyüme Dinamikleri" raporu, Ankara'da düzenlenen seminerle açıklandı.

TCMB Araştırma ve Para Politikası Genel Müdürlüğü Danışmanları Şeref Saygılı ile Cengiz Cihan'ın hazırladıkları raporda, son 20 yıllık dönemde Türkiye ekonomisinin uzun dönemli büyüme performansının yıllık yüzde 4 dolayında olduğunun görüldüğü kaydedildi.

Raporda, dünya ekonomisinin birçok kez yüzde 4'ün üzerinde büyüdüğü dikkate alındığında, Türkiye'deki refah düzeyinin gelişmiş ülkelere yakınsama hızının oldukça yetersiz olduğunun daha açık bir biçimde ortaya çıktığı ifade edildi.

Raporda, potansiyel ve uzun dönemli büyüme oranının yüzde 4 dolayında olmasının, Türkiye ekonomisinin üretim kapasitesinin geliştirilmesinde önemli sorunlar olduğuna işaret ettiği de belirtildi.

Türkiye ekonomisinin üretim yapısı

Türkiye ekonomisinin büyüme oranının kısa dönemli iç ve dış gelişmelere oldukça duyarlı olduğu kaydedilen raporda, şu görüşlere yer verildi:
 
* Türkiye ekonomisi 2002-2007 yılları arasında, yılda ortalama yüzde 6.74, birikimli olarak ise yüzde 50 düzeyinde büyüdü.

* Türkiye ekonomisinde yatırımlar, 1980'li yılların ilk yarısı ile 1990'lı yılların ikinci yarısında oldukça zayıf bir artış gösterdi. Toplam yatırımlar 2002-2007 döneminde, yıllık ortalama yüzde 15 oranında arttı. 2000'li yılların geride kalan bölümündeki yatırım performansı, Türkiye'nin uzun dönemli (1948-2007) performansının üzerinde gerçekleşti.

* İstihdam edilen kişi başına yatırım düzeyi de 2002 yılıyla birlikte hızlı bir yükseliş sergiledi.

* Sermaye stoku, 1980-2007 döneminde yıllık ortalama yüzde 4.5 oranında artış gösterdi. Türkiye'nin hızlı gelişme ihtiyacı dikkate alındığında, sermaye stokundaki artış oranının oldukça yetersiz olduğu ortaya çıkmaktadır.

* Yüzde 4.5'lik yıllık ortalama sermaye birikim hızı, Türkiye'nin uygulamış olduğu politikaların gelişmiş ülkeleri yakalama ve kalkınma açılarından yetersiz olduğunu ortaya koydu.

Kısa dönemde artırılması oldukça güç olan mevcut sermaye birikim hızı, önümüzdeki kısa ve orta dönemde Türkiye'nin çok yüksek birikim hızına ulaşmasının güç olduğunu göstermektedir.
 
Bu nedenle, Türkiye'nin tasarruf oranını arttırıcı, firmaların verimlilik artışına odaklanmasını sağlayıcı ve iş gücünün niteliğini geliştirici yapısal nitelikteki reformları biran önce gerçekleştirmesi hayati önem taşımaktadır.

* Sermaye stokunun yenilenme hızı 1987-1999 döneminde önemli bir gelişme göstermezken, takip eden 3 yılda gerileme göstermiş ve son 5 yılda ise önemli bir artış göstererek 2000 yılında ulaşılan oranın üzerine çıkmıştır.

Bu rakamlar, genel olarak, Türkiye ekonomisinin, teknoloji alanında lider olan ülkelerde yaratılan teknolojilerin ülkeye aktarılmasında yeterince başarı sağlayamadığını göstermektedir.

* 1987-2007 döneminde Türkiye ekonomisinde toplam istihdam yıllık ortalama yüzde 1.3 dolayında artış gösterdi. Ekonominin istihdam yaratma potansiyelinin 1980'li yıllarda görece güçlü olduğu, 1990'lı yıllarda zayıfladığı, 2000'li yıllarda ise hızlı ekonomik büyümeye rağmen, istihdamın beklenen ölçüde artmadığı görülmektedir.

* Türkiye'de işgücü verimliliği son 19 yıllık dönemde yıllık ortalama yüzde 2.9 oranında artış gösterdi. Ortalama çalışma saati dikkate alındığında, bu oran yüzde 3'e yükseldi. İşgücü verimliliğinde 2002-2007 döneminde hızlı bir yükseliş yaşandı.

Son 6 yıllık dönemde işgücü verimliliğindeki artış oranının, birikimli olarak yüzde 41, yıllık olarak ise yüzde 5.9 olduğu tespit edildi. İş gücünün ortalama çalışma saati dikkate alındığında, bu oranlar yüzde 38.6'ya ve yüzde 5.6'ya gerilemektedir. Bu itibarla, iş gücü verimliliğinde son dönemde yaşanan artışın yüzde 6'lık bölümü kısa dönemli konjonktürel gelişmelerden kaynaklandı.

* Gelişmiş ülkelere kıyasla, Türkiye'de sermayenin verimi daha yüksek bir düzeyde bulunmaktadır. Bu durum, yurtiçi kaynaklar yanında, yurtdışından da doğrudan sermaye aktarımı yoluyla, Türkiye ekonomisinin yüksek bir büyüme potansiyeline sahip olduğunu göstermektedir.

Türkiye ekonomisinde büyümenin kaynakları

Türkiye ekonomisinin üretim kapasitesinin genişlemesinin büyük ölçüde sermaye birikimi hızı tarafından belirlendiği ve makine-teçhizat yoluyla yurtdışından teknoloji aktarımının büyüme sürecinde büyük önem taşıdığı söylenebilir.

* Genç nüfus yapısının Türkiye'nin önemli bir avantajı olduğu sıklıkla dile getirilmesine rağmen, bu fırsatın büyüme oranına gereğince yansıtılamamış olması, üzerinde önemle durulması gereken bir husustur.

* Tahmin sonuçlarımız, Türkiye ekonomisinde verimlilik artışının sınırlı düzeyde bulunduğunu göstermekle birlikte, 1988-2001 dönemine göre, son yıllarda bir iyileşmenin olduğuna işaret etmektedir.

2002-2007 dönemindeki büyümenin yaklaşık yüzde 10'luk bölümünün toplam faktör verimliliği artışından kaynaklandığı tahmin edilmiştir.

Son dönemde yaşanan olumlu gelişmelere karşın, gerek yıllık, gerekse de üç aylık verileri kullanarak yapılan analiz, 2007 yılı içerisinde verimlilik artışının zayıflama gösterdiğine işaret etmektedir. Bu tespit, Türkiye ekonomisinin orta-uzun vadeli büyüme perspektifi açısından, yapısal reform ihtiyacının devam ettiğini göstermektedir.

* Büyümenin büyük bir ağıklıkla yatırımlar yoluyla sağlanması, işgücü ve verimlilik artışının ise oldukça yetersiz olması, uzun dönemli sürdürülebilir büyüme yapısına ulaşmada önemli bir engel teşkil etmektedir.

* Sermaye stokunun yenilenme hızının büyüme oranına önemli katkı yaptığı hesaplanırken, bu katkı, 1988-2007 döneminin genelinde yüzde 3.6 olmasına rağmen 2002 yılı sonrasında yüzde 11.5'e ulaşmıştır. Sermaye
stokunun düzeyi yanında, yenilenme hızının yaptığı etki de dikkate alındığında, Türkiye ekonomisinin büyümesindeki temel sürükleyici faktörün yatırımlar olduğu görülmektedir.

* 2002-2007 döneminde yeni yatırımların sermaye stoku içindeki payı yüzde 20.3'den yüzde 28.5'e yükselmiş, bu iyileşme ise büyüme oranına 0.78 puan (yüzde 11.5) katkı yapmıştır.

* İşgücünün ortalama çalışma saati ve kapasite kullanım oranında meydana gelen iyileşme sonucu ortaya çıkan milli gelir artışı "geçici", istihdamın, sermaye birikimi düzeyinin, sermayenin yenilenme hızının ve verimlilik artışının dayandığı milli gelir artışı "kalıcı" büyüme olarak tanımlandı.

Büyümenin kalıcı bölümü, ekonominin orta-uzun vadeli üretim kapasitesinin gelişimine yönelik önemli bir gösterge olarak ele alındı.

* 2002-2007 dönemindeki görece yüksek büyüme oranında hem kalıcı, hem de geçici faktörlerin etkisi olduğu görülmektedir. Bu dönemde sağlanan yıllık ortalama büyüme hızı olan yüzde 6.8'in 5 puanı kalıcı faktörlerden, 1.8 puanı ise geçici faktörlerden kaynaklandı.

Türkiye ekonomisinde üretim kapasitesinin genişlemesinin son yıllarda iyileşme gösterdiği, ancak bu genişlemenin yıllık ortalama yüzde 5 düzeyinde olduğunu ortaya koymaktadır. Söz konusu bu oran, önümüzdeki dönemde Türkiye ekonomisinin ulaşabileceği olası büyüme hızına ışık tutmaktadır.

Türkiye ekonomisinin potansiyel büyüme oranı ve üretim açığı

* Türkiye'de 1988-2007 döneminde yıllık ortalama potansiyel büyüme oranının yüzde 4 olduğu tahmin edilmektedir. Ancak 2002-2007 dönemine yönelik tahminler potansiyel büyüme oranının yüzde 5.3 olduğunu göstermiştir.

* 1988-2007 döneminin genelinde üretim açığının potansiyel milli gelir düzeyine oranı, ortalama yüzde -3.6 iken, 1988-2001 döneminde yüzde -4.4, 2002-2007 döneminde yüzde -1.9 olmuştur.

Bu itibarla geçmiş dönemde Türkiye ekonomisinin mevcut üretim kapasitesini yeterince etkin kullanamadığı ve önemli refah kayıplarının (israfın) oluştuğu söylenebilir. Kabaca bir hesapla son 20 yıllık dönemdeki refah kaybı bu dönemdeki (ortalama) 1 yıllık milli gelir düzeyine eşittir.

* 2001 yılı öncesinde oldukça dalgalı bir seyir izleyen üretim açığı, 2004 yılı ile birlikte önemli ölçüde kapanmış, izleyen dönemde ise istikrarlı bir seyir izlemiştir.

* 1988-2007 döneminin genelinde tahmin ettiğimiz üretim açığı göstergesi ile enflasyon oranı beklenen yönde bir eğilim sergilemiştir.

* 2001 yılında yüzde -10 dolayına ulaşan üretim açığının, 2002-2004 döneminde yaşanan hızlı dezenflasyon sürecinde önem taşıdığı düşünülmektedir. İzleyen dönemde ise üretim açığı ve enflasyon oranı görece istikrarlı bir görünüm sergilemiştir.

Bu itibarla, üretim açığının mevcut düzeyi dikkate alındığında, enflasyon oranının daha düşük seviyelere çekilmesinde, arz ve talep dengesini sağlayıcı kısa dönemli politikaların yanında, mikro reformlar başta olmak üzere orta-uzun vadeli amaçlar taşıyan daha geniş bir politika demetinin uygulanmasının önem taşıyacağı söylenebilir.

 

151820051030

EMRE EMEK

ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ

MAKİNA MÜHENDİSLİĞİ

Bugün 54 ziyaretçi (102 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol